Genç Kalemler


UMUT IŞIKLARI


Küçük bir kız çocuğu vardı geçmişin tozlu sayfalarından savrulup da gelen. Geldiği yerden geleceğe pek de iyi şeyler getirmemişti doğrusu. Yalnızlık, korku, üzüntü ve öfke örnekti getirdiklerine. Ne bir sımsıcak tebessüm ne de bir merhamet getirebilmişti. Hasret olduğu tek şey de bunlardı aslında. Sevgiyi aramaya gelmişti buralara. Çocuk olmak, dünyaya tozpembe bakabilmek nasıl bir duygu onu merak ediyordu. Hayatın acımasızca davrandığı onlarca çocuktan sadece bir tanesiydi. Çocukluk hayalleri olsun istemişti hep. Ama şartlar onu çocukluktan yetişkinliğe doğru olan dönemde acele etmesi için zorlamıştı. Oyuncaklarla oynamanın nasıl bir duygu olduğunu tam öğrenemeden, savaşmanın, savaşın ne olduğunu öğrenmişti. Aslında dünya denilen yerde yaşamak istemiyordu. Evet, evet kendine yeni bir yaşam alanı inşa etmek istiyordu. Bu yerde silahlar, bıçaklar, kötü adamlar, savaş ve gözyaşı olmayacaktı. Bu yerde insanlar barış içinde yaşayacaktı. Birbirini asla incitmeyecekti. Bombalar değil çiçekler olacaktı etrafta. Küçük kız çok mu şey istiyordu acaba? Çok şey istiyor olduğundan mı gerçekleşmiyordu dilekleri? Korkuyordu küçük kız. Anne ve babasının onu bırakıp gidebileceğinden korkuyordu. Eğer onlar giderse bir tarafı kırılırdı kızın. Onlar olmadan nasıl yaşardı? Ama bazı çocukların anneleri babaları bırakıp gitmişti onları. Kan vardı her sokak başında, acı vardı, katliam vardı. İnsanlar neden bu kadar acımasızdı? Birilerinin ölmesi onları neden mutlu ederdi ki? Küçük kız her gece minik ellerini açıp dua ederdi, “Lütfen Allah´ım lütfen, dursun savaş!” Çocuk kalbi ile dua ederdi. Gözyaşı da karışırdı kimi zaman dualarına. Belki küçük kız büyüyüp genç kız olacak, belki de savaş olmayan bir yerde yeni bir hayata başlayacaktı. Ama ne olursa olsun kalbinde açılan ve çocukluk anılarına kâbus gibi kazınan anılar geçmeyecekti. Biliyordu küçük kız, bir gün umut ışıkları dedikleri şey onların viranesinin penceresinden içeriye de sızacaktı.

 

Damla Demircioğlu

10-A

FATİH SULTAN MEHMET ANADOLU LİSESİ