Oğuzhan DOĞAN


KALEMDEN DÖKÜLENLER

İstiklal Marşımız ve Milli Şairimiz


“…

Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer; 
O ne müthiş tipidir: Savrulur enkaz-ı beşer.

…”

Milli Eğitim Bakanlığı Milli marşın yazılması için ödüllü yarışma düzenler. Yarışmaya 700´ün üzerinde şiir sunulurken bu yarışmaya Mehmet Akif Ersoy Milli Marşın parayla yazılmasına karşı olduğunu belirtir ve yarışmaya katılmaz. Nitekim ikna çabaları sonuç verir ve Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy, Ankara´da Taceddin Dergahı´ndaki odasında derin bir manevi duygu içerisinde ‘Kahraman Ordumuza´ isimli şiirini kaleme alır. Daha önce verilen şiirlerle birlikte değerlendirilen Milli Şairimizin eseri kabul görür ve 12 Mart 1921´de Milli Şairimizin eseri meclis oylamasının ardından İstiklal Marşı olarak kabul edilir. Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy şiirlerini topladığı Safahat eserine İstiklal Marşımıza yer vermez ve İstiklal Marşımıza yer vermemesini İstiklal Marşımızın Türk milletinin eseri olduğunu, Türk Milletine ve kahraman ordumuza hediye ettiğini ve gördüğünü kaleme aktardığını belirtir.

İstiklal Marşımızın her kıtasını, her dizesini tekrar tekrar okumalı ve anlamalıyız. Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy´un bizlere bıraktığı eserlerinden faydalanmalı ve o dönemde yaşananları iyi bir şekilde değerlendirmeye almalıyız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk´ün biz Türk genliğine hitaben ifade ettiği ‘Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!´ sözünü harmanlayarak ileriye, daha ileriye gitmeyi ülkü edinmeliyiz.

Şanlı ecdadımızın o günlerde ne kadar zor durumda medeniyet denen tek dişi kalmış canavarlarla yaptığı şanlı mücadeleyi asla ve asla aklımızdan çıkarmamalı ve onların eserlerine sahip çıkarak daha ileri gitmek için çok çalışmalıyız.

Biz Türk milleti, bir bozkurt misali esir alınmayı, teslim olmayı, zincirlere, prangalara vurulmayı kabul etmemiş ve etmeyecek bir milletiz. Biz Türk Milleti hür yaşamayı şiar edinmiş başkalarının boyunduruğu altında yaşamayı kendine zül gören bir milletiz ve bizim özgürlüğümüze kastedecek olanlar ancak tarihi bilmeyen çılgınlardır.

Bayrak bir milletin bağımsızlık sembolüdür. Bayrağın kaderi, milletin kaderiyle eşdeğer bir terazidedir ve biz Türk milleti bağımsızlığımıza düşkün bir millet olmamızdan mütevellit tek bir hane kalana kadar, hepimiz yok olana kadar bu cennet vatana namahrem eli sürülmeyecek.

Bizim Atalarımız ki topa, tüfeğe karşı süngüyle, iman dolu göğsüyle mücadele etmiştir ve mücadelesinde, haklı davasında Yüce Allah´ın da yardımıyla başarı kazanmıştır. Biz Türk Milleti olarak Atalarımızdan feyz alarak iman dolu nesiller olarak yetişmeli ve iman dolu nesiller yetiştirmeliyiz.

Unutmamalıyız ki bu topraklar boşuna cennet vatan olmamıştır. Unutmamalıyız ki bu vatanın her karışı Atalarımızın kanıyla sulanmış ve Türk Milletiyle bölünmez bir parça oluşturmuştur.

Biz 12 Mart´ın, İstiklal Marşımızın ne anlama geldiğini iyi anlamalı ve değerlendirmeli, hem manevi değerler anlamında hem de milli değerler anlamında çizgimizi iyi belirlemeliyiz.

Bu vatan bize Atalarımızdan emanetse, bu cennet vatan söz gelimi cennet değilse biz Türk Gençliği de bunun farkındalığını hissetmeli, ona göre yaşamalı ve çalışmalıyız.

Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy´un ‘Müslümanlık Nerede´ eserindeki,

‘Kahraman ecdadınızdan sizde bir kan yok mudur? 
Yoksa, istikbalinizden korkulur, pek korkulur.´ dizelerini haklı çıkartmayan bir nesil olmalı ve nesil yetiştirmeliyiz.

“Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.”

Günün anlam ve önemi münasebetiyle başta Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy olmak üzere Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının, aziz şehitlerimizin ve gazilerimizin ruhları şad olsun.

Rabbim onların kemiklerini sızlatmayacak nesil olmayı ve nesiller yetiştirmeyi bizlere nasip eylesin.