Genç Kalemler


BİR GARİP BUHURDAN


 

Şuramda bir sancı, sen orayı yurt bildin bileli.

Saplanır hasretinin sancısı, tüm bedenime bıçak gibi.

Gözüm görmez oldu gayrisini, gözlerin gözlerime değdi değeli.

Şuncacık aklım var idi, silindi gitti sen bütün açgözlülüğünle oraya da hükmedeli.

 

Yol bilmez, iz bilmez oldum senden gayrı. Zaten senin yolunda da kayboldum.

Alaya alsalar şimdi, deseler kimdir bu deli? Vallahi gocunmaz oldum.

Akıl baliğ değil şu sıra ettiklerim, her şeye nakafiyim.

Lakin ne yapayım, ne kendime ne de gönlüme bir damla laf geçiremez oldum.

 

En savunmasız halinde geldin kalbimle rastlaştın.

Ve gün geldi kurulduğun o tahttan, var olan saltanatına rağmen usulca kalktın.

Adımı unuttum yahu, senin ağzından işitmeyeli, benliğimi unuttum.

Bir ses et de kulağım fani âlemin sesine mahşere dek sağırlaşsın.

 

Ayağına taş değse takılır ben düşerim.

Tenine değen rüzgâr ciğerlerimde nüfuzlanır, içime dolar, hissederim.

Ne güzel kelamdır heyhat:

“Yârin getirdiği zehir olsa şerbet der içerim.”

 

Herkes acır,  bu garibin ahvaline.

İnanmadım ama dediler: “Sırra kadem bastı, dönmez bir daha bu yere.”

Suretin çıkar oldu karşıma beni ne vakit yalnız bellese.

Sen bilmezsin ey yar, aklım artık hayaline dahi inanır, kendini onunla avutur oldu yok yere.

 

Boğazımda dar bir geçit, yalnızca su geçer.

Henüz daha şimdi bildim: “Yâre aldanan serden geçer.”

Elim yalnızca kalem tutar, ahvalimi okur, şu kağıda döker.

Belki yar okur, iki çift laf da o  eder.

                                                                                                          Simge CAN

                                                                                                              11-D

                                                                                     FATİH SULTAN MEHMET ANADOLU LİSESİ