TÜRK OCAKLARI 15. KONFERANSINI DÜZENLEDİ

Türk Ocakları Karabük Şubesi tarafından Karabük Kent
Meydanı Konferans Salonu´nda “Küresel Para Savaşları, Türkiye´ye Siyasi ve Ekonomik Etkileri” adlı konferans düzenlendi.
Konferansa öğretim üyeleri, öğrenciler, sendika temsilcileri, siyasi parti temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı´nın ardından açılış konuşmasını yapan Türk Ocakları Karabük Şubesi Başkanı Yrd. Doç. Dr. Taşkın Deniz, “Türkiye´de meydana getirdiği tahribat, bütün boyutlarıyla göz önünde olan 'Çözülme Süreci”, tamamen tarihe gömülmeli ve terör örgütüyle mücadeleyi esas alan millî devlet stratejisi, vakit geçirilmeden yürürlüğe konulmalıdır. İçine düşürüldüğümüz terör girdabı, ülkemizin en önemli gündemidir.´Çözülme Süreci´ boyunca kuvvetlenen ´etnik bölücülük´, vatan toprakları üzerinde terör kantonları kurmak, siyasi uzantıları vasıtasıyla etnik ayrışma sürecini hızlandırmak ve Suriye´de fiilen egemen hâle geldiği bölgeleri birleştirme hedeflerine aynı anda ilerlemek için büyük bir saldırı başlatmıştır. Bu büyük tehdit, Türk milletini yeni bir varlık-yokluk mücadelesiyle yüzleşmeye zorlamaktadır. Türk devletini yönetme sorumluluğunu üstlenenler, bu yakıcı gerçeği iliklerine kadar hissetmeli; millî yol haritaları dışında hiçbir çözümün mevcut olmadığını idrak etmelidirler. Binlerce yıllık tarihe sahip Aziz Türk milleti, bu badireleri atlatacak güce sahiptir; yeter ki birlik içinde olalım. Öncelikle son 3 aydır azan terör olaylarında kaybettiğimiz tüm şehitlerimize Yüce Allah´tan rahmet, ailelerine başsağlığı, dost ve akrabalarına sabır dileriz. Mekânları cennet, ruhları şad olsun.” 

Prof. Dr. Ramazan Kağan Kurtoğlu, içerisinde bulunduğumuz sürecin vahim bir duruma gittiğini, siyasi ve ekonomik tedbirlerin alınması gerektiğini vurguladı. Yaşananlar konusunda ABD, İngiltere ve Avrupa´nın hangi konularda nasıl rol oynadığını açıkladı. Bu konuda belirtilen ülkelerin Türkiye´de siyaset, din ve terörü nasıl yönlendirdiğini açıkladıktan sonra Dünya´ya örnek model olan Türkiye´de II. Dünya Savaşı´ndan sonra ekonominin, siyasetin ve dinin yeri ve zamanı geldiğinde nasıl ayrıştırıcı bir unsur olarak devreye sokulduğuna değindi. ABD ve İsrail´in nasıl bir Orta Doğu düzenlemesine giriştiklerini, bu durumun Arap Baharı ve Suriye süreçleri ile nasıl şekillendirildiğini belirtti. Yaşanan sıkıntılardan kurtulmanın yolunun aklını kullanan, bilime önem veren ve bu amaçla okuyan nesiller yetiştiren, İslamiyet´i Kuran-ı Kerim, ayet ve hadislere göre yaşayan, uydurulmuş ve yaşanmak isteyen şekillendirilmiş dinden uzak duran, dini ve terör unsurlarını siyasete alet etmeyen bir milli politika ile çözülebileceğini ifade etti.